Gebze’de Ata Yadigârı İbrahim Paşa Çeşmesi (Eski Çarşı Çeşmesi)

3 09 2010

Eskiden bir ordu, bir kervan, bir yolcu bir yerden yola çıktığı zaman, bir günde belirli bir mesafe yol gider ve o yol üzerindeki bazı noktalarda konaklardı. O dönemlerde bu konaklama yerlerine menzil noktaları denilirdi. Mesela bir yolcu İstanbul’dan yola çıktığı zaman ilk önce Gebze, daha sonra ise İzmit civarındaki menzil noktalarında konaklardı.

Devlet-i Aliyye’nin birçok sultanı, sadrazamı, veziri, valide sultanı, paşası, kethüdası vs., çeşitli menzil yolları üzerinde Osmanlı Medeniyeti’nin önemli bir hayrat unsuru ve mimari öğesi olan çeşme yapıları inşa ettirmişlerdir. Bu çeşme yapılarının bir kısmı da menzil yolları üzerinde bulunan şehirlerin meydanlarına, mahalle aralarına, sokak başlarına yaptırılmışlardır.

Bu önemli medeniyetin İstanbul-Gebze hattı üzerindeki çeşme yapılarından bir tanesi de Gebze’nin merkezinde bulunan İbrahim Paşa Çeşmesi (Eski Çarşı Çeşmesi)’dir. İbrahim Paşa Çeşmesi’ni tanıtmadan önce, ilk olarak bu çeşmenin banisi İbrahim Paşa’nın kim olduğu hakkında bilgi vermenin yararlı olacağı kanaatindeyiz.

İbrahim Paşa Kimdir?

Aslen Bosnalı olup Hersek sancağının Potiçel kasabasında doğmuştur. Babası Hacı Ömer Ağa, annesi Kadu Hanım’dır.

İstanbul’a geldiğinde dîvân hocalığı yapmış, 1068 (1657-1658) senesinde Defter Emaneti’nden Tersane Eminliği’ne tayin olmuştur. Hacca gidip burada fukarayı sevindiren İbrahim Paşa, Tersane Eminliği görevine döndükten sonra imkansızlıklar içinde Köprülü Mehmet Paşa’nın yapılmasını ferman buyurduğu 60 parça kadırgayı yaptırıp Akdeniz’e salmış, on göz tersane tamir etmiştir. 1072 (1661-1662)’de Emin gemisiyle sefere gittiği sırada sadrazam olan Fazıl Ahmed Paşa, babasının zamanında tersanedeki çalışmaları sebebiyle İbrahim Paşa’yı kethüdalığına getirmiştir. 1077 (1666-1667)’de Fazıl Ahmed Paşa’yla Girit seferine katılmıştır. Girit’in fethine yakın Fazıl Ahmed Paşa tarafından İbrahim Paşa’ ya iki tuğ ile Haleb eyaleti bağışlanmış ve kendisi Göllük Tepesi denilen yerde bulunan İslâm gazileri üzerine başbuğ olarak atanmıştır. Mısır valiliği, Yemen kazasında memurluk, Şam beylerbeyliği, Haleb beylerbeyliği gibi daha pek çok görevde bulunan İbrahim Paşa, 1087 (1676)’de 30 000 askerle Tuna Nehri’ni geçip Lehistan’a sefere giderken Kartal isimli yerde vefat etmiştir. Kabri İsakçı’da Sultan Osman Han Camii’ndedir.

Gebze’deki çeşmelerinden başka çeşitli yerlerde medrese, hamam, kule, cami, mekteb, dükkan ve sebilhane yaptırdığı bilinmektedir.

Çeşme’nin Tarihçesi Hakkında

İbrahim Paşa tarafından 1664 (1665)  yılında yaptırılmış olan çeşme, Gebze’deki önemli su yapılarından birisidir.  II. Mahmud döneminde, 1837 (1838) yılında onarım geçirmiştir. Günümüzdeki mevcut durum II. Mahmut dönemindeki onarım sonrası ortaya çıkan halini yansıtmaktadır.

İbrahim Paşa Çeşmesi’yle ilgili çeşitli rivayetler bulunmaktadır. Bunlardan en önemlisi Gebze Belediyesi Başkatibi Rafet Yüce’nin 1961 yılında derlediği notlarına dayanan rivayettir. Yüce’nin notlarındaki şu ifadeler oldukça dikkat çekicidir: “Gebze Çarşısı’nın tam ortasında dört gözlü bir çeşme mevcuttur. Köprülü Ahmed Paşa’nın sabık kethüdası ve bilahare veziri olan İbrahim Paşa tarafından yaptırılmış olan bu çeşme hakkında rivayet edilen ve bazı tarih kitaplarına göre:

İbrahim Paşa mahiyetindeki bir ordu ile Anadolu’ya gitmekte iken Üsküdar’dan sonra ilk menzil olan Gebze’de konakladığı sırada, kasabada yeteri kadar su olmaması İbrahim Paşa’nın nazarı dikkatini çekmiş. Paşanın yanında olan ve çok mahir suyolcusu lalasına demiş ki:

– Lala bu kasaba mühim bir mevkide olduğuna göre herhangi bir askeri harekâtta bugün bizim burada toplandığımız gibi gelecekte toplanacak ordunun askerine ve hayvanlarına yetecek kadar su bulunmaz mı?

– Belli devletlim, aranırsa sai ve gayret edilirse sayende bulurum. Cevabını vermesi üzerine İbrahim Paşa,

– Lala sen burada kalasın, lüzumlu akçeyi de benim namıma Defterdar Efendi’den alasın. Su ara bul. Bu beldeye namıma su aksın, göreyim seni, bana ve milletime nice güzel hizmet edesin, diyerek Lalanın arkasını sıvazlayıp atına biner, ordusunun önüne düşer.

Lala lazım gelen amele ve malzeme ile işe girişir ve Gebze’nin şimalindeki Yazı Çayırı diye namlandırılan çayırın doğusunda halen askeri kışlanın bulunduğu tepeden itibaren çayıra doğru aramada suya tesadüf eder. Fakat bulunan suyun doğrudan doğruya akıtılması, gerek temizlik ve gerekse suyun azlığı su yolcuyu başka sularda aramaya sevk eder. Başlanılan kazı drenaj işinde aynı hat üzerinde galeri şeklinde birbirine bağlama usulü ile kuyular açar. Bu şekilde tam kırk adet kuyu açılmış, o zamana göre halen Yazı Çayırı’nın ortasında bulunan eski binanın içerisindeki büyük kuyuya suyu toplayarak bunu kasabanın merkezinin ortasında bulunan dört adet yer üstü, bir adet yer altı terazisiyle halen Gebze Çarşısı üzerine ağaç çarklarla kovalar ve çarkı çevirmek üzere ırgat tabir edilen hayvan koşulan ve yarım daire olan çarkın arasına konulan tekneye dökülen sular, ağaç oluk vasıtasıyla bina edilen duvarın içindeki birinci terabiye üst tarafından dökülür.

Sekiz metrelik olan bu terazinin içindeki künklere giren su terazisinin dibinden itibaren kasabaya doğru döşenmiş olan künklere iner. Bu yükseklikten inen su hızla hattı üzerinde birinci terazinin altmış metre ileride bulunan ikinci teraziye hızla çıkan on metrelik olan bu teraziden de diğer iniş künküne giren su yer altı künklerinde hızla devam eder. Bundan sonra seksen metre ileride bulunan altı metre yüksekliğinde teraziye hızla çıkar, oradan da hızla iniş künküne geçen su bundan sonra istikametine devamla yüz metre ileride bulunan dördüncü ve üç metre yükseklikteki aynı zamanda birinci çeşmeye de su veren bir teraziden de geçen su istikametine devamla ikiyüz-üçyüz metre ileride ve Yazı Çayırı’ndan Gölcüönü Meydanı’na giden caddenin nihayetinde ve sol tarafta bulunan yer altı terazisine iner. Bu teraziyi takriben üç beş metre derinlikte olup buradan sola dönen su yolunu takiben çarşıda bulunan çeşmeye dökülür.

Su işi tamam olmuştur. Bu sırada da İbrahim Paşa Gebze’ye Anadolu’dan avdet (dönüş) eder. Merasimle çeşme akıtılır. Su yolcu Lala o zamanın adetine göre en yüksek paye olan hediye olarak İbrahim Paşa tarafından Hil’at yani hırka giydirilir ve murassa bir kılıç kuşatılır ve çeşme halk hizmetine girer. Bu su ve çeşme hakkında şöyle bir mersiye söylenir:

İbrahim Paşa kuyu kazmış

Dokuz arşın eni boyu

Terazi ile gelir suyu

Çeşmesi var Gebze’nin

 

Bundan evvel harap oldu

Bir efendi sebep oldu

Elli üçte tamir oldu

Bu çeşmesi Gebze’nin”

Mimari Özellikleri

Kare planlı olan çeşmenin inşasında küfeki kesme taş ve mermer malzeme kullanılmıştır. Yaklaşık 69 m²’lik bir alan üzerine oturan çeşmenin üzeri taştan pramidal bir çatı ile örtülmüştür.  Üç yüzünde musluklar bulunan çeşmenin kuzeyinde su deposu bulunmaktadır. Çeşmenin, ayna taşları, kitabesi ve üzerindeki güneş saati mermerden yapılmıştır. Çeşme aynaları, sivri uçlu, kaş kemerli, silmeli, gülbezeklidir.  Taş kurnaların yanlarında yine taştan yapılmış sekiler bulunmaktadır.

Tarihî ve mimarî özellikleriyle dikkat çeken çeşme, 1991 yılında İstanbul II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından Taşınmaz Kültür Varlığı olarak tescil edilen İbrahim Paşa Çeşmesi, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Gebze Belediyesi ve GESİDER tarafından 2010 yılında restore edilmiştir.

Kitabesi

“Kethüdâ-yı sadr-ı âlî-rütbe İbrahim Ağa

Ya’ni hem-nâm-ı Halîlullah ve asrın Hâtemi

Mümtenî ta’dâd-ı ahlâk-ı hamîdî cümleden

Mâil-i hayrâtdır tab’-ı şerîf-i erkemi

Şâd ola rûh-ı Hüseyin-i Kerbelâ Allah içün

Etdi cârî avn-ı Hak’ile bu cûy-ı a’zamı

Habbezâ âb-ı ferâh-bahş-ı hayât-efzâ bu kim

Kevseri mîzân-ı akla ursan olmaz devâmı

Hayliyâ dil teşneler eyler nidâ târihiçün

Ayn-ı İbrahimden kıl nûş mâ-i zemzemi”

1075 (1664-1665)

Tamir Tarihi

1253 (1837-1838)

Güneş saati üzerindeki yazı:

Resm-ı zıl nısfü’n-nehârı/ Eyledi Yusuf Üsküdârî

Önemi

17. yüzyılda yapılmış olan Osmanlı dönemi çeşmelerinden olan İbrahim Paşa Çeşmesi, Kocaeli sınırları içerisindeki en büyük (69 m²) çeşme yapısı olma özelliğine sahiptir. Ayrıca, Kocaeli’nde bulunan tarihi çeşmeler içerisindeki güneş saatli tek örnektir.

  Kaynakça

– A.Nezih Galitekin, Kocaeli Su Medeniyeti Tarihinden Birkaç Damla, İstanbul, 2006

– Erdem Yücel-Cihat Soyhan, Gebze ve Eskihisar, İstanbul, 1976

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İmar ve Şehircilik Dairesi Tarihi Mekanlar ve Kent Estetiği Şube Müdürlüğü KUDEB Restorasyon Raporları, Kocaeli, 2010

Volkan Şenel- Tarihçi

*Ayşegül Ergün imzalı fotoğraflar yazıya sonradan eklenmiştir.


İşlemler

Information

2 responses

28 11 2010
ismail zafer soytopcu

Verdiğiniz bilgiler için teşekkürler. Keşke bir de eski ve yeni haliyle resimlerini koysaydınız.

30 11 2010
serra

Çeşmenin kitâbe fotoğrafı “Çeşme Kitâbeleri-Gebze” kategorimizde mevcuttur. Aşağıdaki linkten de ulaşabilirsiniz.

İbrahim Paşa Çeşmesi

Genel fotoğrafları ise yazıya eklenmiştir.

Yorum bırakın